2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi görüşmeleri TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda sürüyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) 2024 bütçesi görüşmeleri 14 Kasım Salı günü yapılacak. 2024 yılı MEB bütçesi 1 trilyon 92 milyar lira olarak belirlendi. Eğitim Sen İzmir Şubeleri, MEB bütçesine tepki göstererek Konak’ta açıklama yaptı.
“OECD ORTALAMASININ YARISI”
“2024 Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinde eğitim emekçileri ve okullar yok! Bütçeden payımızı istiyoruz” pankartı açan eğitimciler, sık sık “Sermayaye değil eğitime bütçe”, “Eğitim haktır engellenemez”, “İnsanca bir yaşam istiyoruz”, “Savaşa değil, eğitime bütçe”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganları attı.
Eğitim Sen İzmir Şubeleri adına Eğitim Sen İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Necip Vardal, “Her bütçe döneminde bütçede aslan payını eğitime ayırdıklarını iddia eden AKP hükümetleri döneminde, eğitim bütçesinin milli gelire oranı OECD ortalaması olan yüzde 6’nın yarısına bile ulaşmamıştır. Geçtiğimiz 22 yıl içinde MEB bütçesinin merkezi bütçeye ve milli gelire oranı çok değişmediğinden eğitim harcamalarının esas yükü, büyük ölçüde velilerin sırtına yıkılmış, bu durum zaten geçim sıkıntısı yaşayan velileri daha da zorlamaya başlamıştır” dedi.
Bütçenin büyük bölümünü personel harcamalarının oluşturduğuna dikkat çeken Vardal, “MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay 2002 yılında yüzde 17,18 iken, eğitim hizmetlerinin sunumu açısından çok önemli olan yatırım bütçesi 2009’da yüzde 4,57’ye kadar gerilemiştir. Eğitimde 4+4+4 düzenlemesi sonrasında kısmen de olsa artışa geçen eğitim yatırımları payı sonraki yıllarda istikrarsız bir çizgi izlemiştir. MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay 2023’te yüzde 9,18 iken, 2024’te yüzde 9,16’ya gerilemiş ve 22 yıl öncesinin çok gerisinde kalmıştır” diye konuştu.
“OKUL BÜTÇELERİ YETERSİZ”
Eğitim kurumlarında verilen hizmetlerin önemli bir bölümü yıllar içinde adım adım ticarileştiğine ve özelleştirildiğine dikkat çeken Vardal, “Ülkemizde okulların önemli bir bölümü ciddi anlamda ödenek sıkıntısı çekerken, bakanlığın okullara ihtiyacı kadar ödenek ayırmaması nedeniyle, okulların pek çok ihtiyacı öğrencilerden düzenli olarak toplanan aidatlar, bağışlar ve okulların ticari faaliyetlerinden karşılanmaktadır. Eğitime bütçeden yeterli pay ayrılmaması ve okullara gönderilen ödeneklerin zorunlu harcamalara bile yetmemesi, okulların altyapı sorunları ve fiziki donanım eksikliklerinin sürekli artmasına neden olmaktadır. Okullara temizlik personeli, güvenlik, kırtasiye malzemelerinin temini için yeterli ödenek aktarılmadığı için idare ve okul aile birlikleri ‘bağış’ almaya mecbur bırakılmakta, bu durum da öğrenci velilerini ciddi anlamda zorlamaktadır” ifadelerini kullandı.
Yüzbinlerce eğitim emekçisinin yıllardır açlık sınırına yakın, yoksulluk sınırına uzak bir yaşam sürdürdüğünü vurgulayan Vardal, şunları söyledi: “ Eğitim emekçileri, özellikle büyükşehirlerde yüksek kiralar nedeniyle ciddi anlamda barına sorunu yaşıyoruz, gıda fiyatlarındaki artış nedeniyle sağlıklı beslenememektedir. Yıllardır geçimlerini büyük ölçüde borçlanarak sürdüren, kredi ve borç batağına saplanan toplumun geniş kesimleri gibi, eğitim ve bilim emekçileri de yaşanan ekonomik dalgalanmadan fazlasıyla etkilenmektedir. Bunun için eğitime ayrılan bütçenin en az iki kat arttırılmasını ve maaşlarımızın yoksulluk sınırının üzerinde belirlenmesini talep ediyoruz.”
“EN AZ BİR ÖĞÜN ÜCRETSİZ YEMEK”
Vardal, 2024 MEB bütçesiyle ilgili taleplerini ise şu şekilde sıraladı:
“-MEB ve yükseköğretim bütçelerinin milli gelire oranı en az iki kat arttırılmalı ve OECD ortalamasına çıkarılmalıdır.
-MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay başlangıç olarak en az iki kat arttırılmalıdır.
-Eğitim kurumlarının bütün ihtiyaçlarını karşılayacak bir bütçe sistemi oluşturulmalı, bütün okullara ihtiyacı kadar ödenek ayrılmalıdır.
-Kamu kaynaklarının özel okullara aktarılması uygulamasına son verilmeli, özel okullara aktarılan kaynaklar, destek ve teşvikler devlet okulları için harcanmalıdır.
-Okul öncesi eğitim başta olmak üzere, eğitimin bütün kademelerinde öğrencilere en az bir öğün ücretsiz yemek verilmelidir.
-Eğitim yatırımları arttırılmalı, tüm kamu emekçilerine ücretsiz okul öncesi kurumlar ve kreşler için bütçeden pay ayrılmalıdır.
-Eğitime hazırlık ödeneği sadece öğretmenlere değil, tüm eğitim ve bilim emekçilerine en az bir maaş tutarında, dönem başlarında olmak üzere yılda iki kez ödenmelidir.
-Tüm eğitim ve bilim emekçilerine insan onuruna yakışır bir ücret ve sağlıklı çalışma koşulları sağlanmalıdır.”