Beşiktaş’ın son yıllarda iç saha maçlarındaki derbilerde bu kadar korkak, aciz, silik olduğunu görmemiştik. Lider Fenerbahçe kadro kalitesi, fizik-kondisyon, moral-motivasyon açısından maç öncesi kantarda ağır basan taraftı.
Siyah-beyazlılar rezalet kadro mühendisliği sonrası kalite olarak çok geri giderken, sarı-lacivertliler yaptığı elit transferlerle ezeli rakibiyle farkı belirgin biçimde açtı. Zaten puan cetveline bakıldığında bu gerçek gözlere çarpıyor. Fenerbahçe belki de sezon başından bu yana en rahat dış saha galibiyetini elde etti.
Kadrolar açıklandığında, Rıza Çalımbay’ın ilk 11 tercihi herkes gibi bizi de şaşırttı. Rakibin en çok çekinmesi gereken Aboubakar yedek kulübesindeydi. Necip bu kez orta sahada görev yaptı. Birilerinin Rıza hocaya Beşiktaş’ı Anadolu takımı gibi yönetemeyeceğini hatırlatmasına gerek var mı, bilmiyoruz. Bu ilk 11’le rakip hata yapmadığı takdirde pozisyon üretemeyeceğiniz zaten belliydi. 40 bin taraftarı önünde bu denli rakibi durdurmak üzerine kurgulanmış bir oyun asla kabul edilemez.
Tadic-Ferdi iş birliği Onur Bulut’un kanadını felce uğrattı. Sırp yıldız rakibine büyük üstünlük sağlarken, rakibin kilidini çözen isim oldu. İlerleyen yaşına rağmen son derece dinamik görünen Dzeko da orta sahada takım arkadaşlarına duvar olurken, başarılı performansını golle taçlandırdı.
Fenerbahçe savunması hata yapmasa Beşiktaş’ın gol bulması mümkün görünmüyordu. Son derece dağınık, plansız ve oyun disiplininden kopmuş bir takım vardı sahada. Sorumluluk almaktan kaçan, top istemeyen oyuncu sayısı bir hayli fazlaydı. Gedson’un sakatlığı da orta saha üstünlüğünün tamamen Fenerbahçe’nin eline geçmesine neden oldu. Beşiktaş’ın kaleci Mert’le birlikte bir şeyler yapmaya çalışan oyuncusu Chamberlain’in penaltı golü tribünleri hareketlendirdi. Ancak beraberlik sonrası oyunu domine eden Fenerbahçe’nin golü adeta ‘geliyorum’ dedi. Nitekim Tadic ve Szymanski’nin sayılarıyla Fenerbahçe kadro kalitesiyle fazlasıyla hak ettiği galibiyeti aldı.
Kaleci Livakovic neredeyse penaltı dışında yere yatmadan maçı tamamladı. Mert Günok Brugge deplasmanındaki gibi kalesine duvar örmese, tarihi hezimet olabilirdi. Ahmet Nur Çebi’nin, yeni başkan Hasan Arat’a ‘enkaz’ bıraktığını söylemek abartı olmaz. Arat yönetiminin kadroda ‘Ocak temizliği’ yapması elzem.
Formanın ağırlığını idrak edemeyen, karakter koyamayan futbolcularla vedalaşma vakti geldi, geçiyor bile. Bu disiplinsizliğin ve vurdumduymazlığın faturasını artık oyuncular ödemeli. Zira teknik direktörler değişse de takım bir arpa boyu yol alamıyor. Hatta daha da kötüye gidiyor. Son olarak, Rıza Çalımbay’ın da Beşiktaş’ı yönetecek kalibrede olmadığı bir kez daha ortaya çıktı.