Georgieva, IMF-Dünya Bankası Bahar Toplantıları öncesi katıldığı etkinlikte “2020’ler: Çalkantılı mı, Ilık mı, Dönüşümcü mü? Zayıf Küresel Ekonomi İçin Politika Tercihleri” başlıklı bir konuşma yaptı.
Konuşmasında, şokların daha sık yaşandığı ve belirsizliğin arttığı bir dünyada, iyi politika tercihlerine ihtiyaç olduğunu vurgulayan Georgieva, doğru politika tercihlerinin yapılmasının dünya ekonomisinin geleceğini belirleyeceğine işaret etti.
Georgieva, gelecek hafta yayımlanacak Dünya Ekonomik Görünümü Raporu’nda ABD ve birçok gelişmekte olan piyasa ekonomisindeki güçlü faaliyetler nedeniyle küresel büyümenin marjinal olarak daha güçlü olduğunun görüleceğini belirtti.
Öngörülen küresel resesyon ve stagflasyon döneminden kaçınıldığının altını çizen Georgieva, hala endişelenecek pek çok konunun olduğunu, küresel ortamın daha zorlu hale geldiğini ve jeopolitik gerilimlerin dünya ekonomisinin parçalanma riskini artırdığını kaydetti.
Georgieva, küresel mali krizden bu yana büyüme beklentilerinin yavaşladığına ve enflasyonun tam olarak yenilmiş olmadığına dikkati çekerek, mali tamponların tükendiğini ve borçların artmasının birçok ülkede kamu maliyesi için büyük zorluk teşkil ettiğini anlattı.
Salgının izlerinin hala devam ettiğini söyleyen Georgieva, 2020’den bu yana küresel üretim kaybının yaklaşık 3,3 trilyon dolar olduğunu bildirdi.
Georgieva, gelişmiş ekonomiler arasında ABD’nin, artan verimlilik artışının da yardımıyla en güçlü toparlanmayı yaşadığına işaret ederek, buna karşılık, Avro Bölgesi’ndeki faaliyetlerin, yüksek enerji fiyatlarının ve zayıf üretkenlik artışının kalıcı etkilerini yansıtacak şekilde çok daha kademeli bir şekilde toparlandığını ifade etti.
Küresel büyümeye ilişkin orta vadeli görünümün tarihsel ortalamanın oldukça altında, yüzde 3’ün biraz üzerinde olduğunu kaydeden Georgieva, “Rotada bir düzeltme olmazsa gerçekten de durgun ve hayal kırıklığı yaratan bir on yıla, ‘ılık yirmilere” doğru gidiyoruz. Bu noktada politika yapıcılar bir seçimle karşı karşıya. İhtiyacımız olan şey ‘dönüşümcü yirmiler’.” diye konuştu.
“ENFLASYONUN BU YIL DÜŞMEYE DEVAM ETMESİNİ BEKLİYORUZ”
Kristalina Georgieva, ancak ilk önce fiyat istikrarının geri getirilmesi gerektiğini vurgulayarak, enflasyonun 2022 ortalarında zirveye ulaştığını anımsattı.
Gelişmiş ekonomilerde manşet enflasyonun, 2023’ün son çeyreğinde, 18 ay önceki yüzde 9,5 seviyesinden yüzde 2,3’e gerilediğini hatırlatan Georgieva, “Bu eğilimin 2024’te de devam etmesini ve büyük gelişmiş ekonomi merkez bankalarının yılın ikinci yarısında faiz indirimine başlaması için gerekli koşulları yaratmasını bekliyoruz.” dedi.
Georgieva, çoğunluğu gelişmekte olan ülkelerde olmak üzere bazı merkez bankalarının gevşemeye başladığına işaret ederek, ancak özellikle gelişmiş ülkelerin hala beklemede olduğunu dile getirdi.
Merkez bankalarının kararlarını gelen verilere göre dikkatli şekilde ayarlayacaklarını söyleyen Georgieva, gerektiğinde politika yapıcıların erken faiz indirimi çağrılarına direnmesini, erken gevşemenin daha fazla parasal sıkılaştırmayı gerektirebilecek yeni enflasyon sürprizlerine neden olabileceğini belirtti.
Georgieva, faiz indirimini çok uzun süre geciktirmenin ise ekonomik aktiviteyi olumsuz yönde etkileyebileceğini anlattı.
“KÜRESEL İŞBİRLİĞİ VURGUSU”
Georgieva, sürdürülebilir borç seviyelerine ulaşmak ve gelecekteki şoklarla başa çıkmak için mali tamponlarının yeniden oluşturmanın önemine değinerek, çoğu ülkede mali tamponların tükendiğini ve borç seviyelerinin çok yüksek olduğunu bildirdi.
Faizlerin çok daha yüksek olmasının borçların ödenmesinin maliyetini artırdığına dikkati çeken Georgieva, borç sıkıntısı çeken ülkeler için yeniden yapılanmanın gerekli olduğunu söyledi.
Georgieva, büyümeyi yeniden canlandıracak politikaların da önemli olduğunu belirterek, “Ekonomik dönüşümü teşvik edecek, yeşil ve dijital geçişi hızlandıracak politikalarla daha da fazlası başarılabilir. Bunları ne kadar iyi ele aldığımız, bu on yılın mirasını belirleyecek.” ifadelerini kullandı.
Dünya için önemli olan politikalar konusunda işbirliği yapılması gerektiğini anlatan Georgieva, verimliliği artırmak ve küresel zorluklara çözüm bulmak için daha fazla ticaret ve sınır ötesi yatırım akışını savunduklarını kaydetti.
Georgieva, zorlukların üstesinden gelmek ve fırsatları takip etmek için ülkeleri bir araya getirmenin her zamankinden daha önemli olduğunu vurgulayarak, dünya salgın ve yaşam pahalılığı kriziyle sarsıldığında IMF’nin de üyeleriyle mali ve politik destek sağlamak için kararlı bir şekilde harekete geçtiğini hatırlattı.
“YÜKSEK FAİZ ORANLARININ DEVAM ETMESİ ENDİŞE VERİCİ OLABİLİR”
ABD ekonomisinin daha yenilikçi olması ve girişimciliğe alan açması, iş gücü piyasasının iyi durumda olması nedeniyle başarılı olduğunu belirten Georgieva, ülkede “Enflasyonu Azaltma Yasası”nın da ekonomiye ivme kazandırdığını kaydetti.
Georgieva, ABD’nin büyümesinin küresel ekonomiye yardımcı olduğunu ancak ABD’deki yüksek faiz oranlarının dünyanın geri kalanı için “harika” bir haber olmadığını savundu.
Yüksek faiz oranlarının ABD’yi daha çekici kıldığını vurgulayan Georgieva, “Yani finansal akışlar buraya geliyor. Bu da dünyanın geri kalanını biraz zor durumda bırakıyor. Yüksek faiz oranları doların da güçlü olması anlamına geliyor. Bu diğer ülkelerin daha zayıf olduğu anlamına geliyor. Eğer uzun süre devam ederse, tüm bu nedenlerden dolayı finansal istikrar açısından biraz endişe verici hale gelebilir.” değerlendirmesinde bulundu.
Georgieva, ABD’de enflasyonun düştüğünü fakat şu an oyalanmanın endişe kaynağı olduğunu ifade ederek, ancak ABD Merkez Bankasının (Fed) ihtiyatlı davrandığını söyledi.