Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar (TAGEM) Genel Müdürü Metin Türker, “İklim değişikliği önümüzdeki 50 yıl çok daha fazla bizi meşgul edecek bir konu. Arz güvenliğini sağlamak adına, zayıf olduğumuz AR-GE alanlarına odaklanıyoruz. Özellikle Asya, Afrika ve Avrupa gibi üç kilit noktada olan bir ülke olarak hem üretimde hem de ticarette Türkiye çok önemli bir yerde” dedi.
Türker, AA’ya yaptığı açıklamada, bitkisel ve hayvansal üretim ve sağlığından tarım teknolojileri, mekanizasyon ve tarım 4.0’a kadar sektörün tüm alanlarıyla ilgili AR-GE çalışmaları yürüterek sorunlara çözümler getirdiklerini söyledi.
Ülke genelinde 49 araştırma enstitüsünde 300’den fazla laboratuvarda 2 bin 400 araştırma görevlisi bulunduğuna işaret eden Türker, yılda yaklaşık 1800 proje yürüttüklerini, 105 üniversiteyle protokol yaparak projelerine üniversiteleri de dahil ettiklerini anlattı.
“Yerli ve milli çözümlerin yanı sıra bunları ticarete konu ederek ihracatının yapılacağı buluş ve yenilikleri ülkeye kazandırmak için çalışmalar gerçekleştirdiklerini” dile getiren Türker, “2018’de Teknoloji Transfer Ofisini kurduk. Patente konu teknolojilerin geliştirilmesiyle ilgili araştırmacılarımızı ödüllendirme mekanizmasını hayata geçirdik” dedi.
Özellikle iklim değişikliği çerçevesinde çalışmalar yürütmenin temel amaçlarından biri olduğunu vurgulayan Türker, şöyle devam etti:
“Tarla bitkilerinde 953, bahçe bitkilerinde 1027 çeşit geliştirdik. Temel amacımız, özellikle iklim değişikliği çerçevesinde verimli, kaliteli, hastalıklara, kuraklığa ve stres şartlarına dayanıklı çeşitler geliştirmek. Aynı zamanda üretim yaparken teknoloji geliştirmek ve bunu sektörün hizmetine sunmak. Bu açıdan TAGEM’in çok önemli misyonu var. İklim değişikliği önümüzdeki 50 yıl çok daha fazla bizi meşgul edecek bir konu. Arz güvenliğini sağlamak adına, zayıf olduğumuz AR-GE alanlarına odaklanıyoruz. Özellikle Asya, Afrika ve Avrupa gibi üç kilit noktada olan bir ülke olarak hem üretimde hem de ticarette Türkiye çok önemli bir yerde.”
Üretilen tarım ürünleriyle 85 milyonun besin ihtiyacının karşılandığının altını çizen Türker, “55 milyar dolarlık tarımsal hasılamız var. Dünyanın 9. büyük, Avrupa’nın en büyük tarımsal hasılasına sahibiz. 1700’den fazla ürünü 190’dan fazla ülkeye ihraç ediyoruz. Pek çok ürünün üretiminde ve ihracatında zirvedeyiz. Bu yapımızı koruyabilmemiz için dışarı bağımlılığımızı azaltmak durumundayız, ilaçta, gübrede, aşıda. Tohumda kışlık sebzede açığımız var. Onlara da bu dönemde odaklanacağız. Dışarı bağımlılığı azaltacak ürünleri geliştirecek AR-GE çalışmaları gelecek vizyonumuzda ilk sırayı alıyor.” diye konuştu.
Türker, son derece stratejik bir ürün olan gübrenin ham maddesinin petrol olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Yerli alternatif gübrelere odaklandık. Bu konuyla ilgili biyolojik, biyomineral gübre dediğimiz gübreyle ilgili AR-GE çalışmalarımız var. Bunlarla ilgili çalışmaları hızlandıracağız. Aşıda aynı şekilde büyük oranda dışa bağımlıyız. Büyükbaş hayvanlarda TAGEM olarak geliştirdiğimiz aşılarımız var ancak kanatlıda tamamen dışa bağımlıyız. Kanatlıda dışa bağımlılığı azaltmayla ilgili AR-GE projelerine hız verdik. Kovid-19 hadisesi, tarımın stratejik önemini çok daha artırdı. Onun için dışa bağımlılığı azaltacak yerli ve milli çözümlere odaklanmamız gerekiyor. Bu noktada da TAGEM, AR-GE vizyonunu güncelliyor.”
Akdeniz meyve sineğiyle ilgili sıkıntı bulunduğunu, TAGEM’in bu konuyla ilgili devrim gibi bir çalışma başlattığını dile getiren Türker, Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu ile ortak bir proje yürüttüklerini söyledi.
Türker, “Kısırlaştırma XR cihazı, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansının Viyana’daki atölyelerinde imal ediliyor. AR-GE çalışmalarını tamamladık. Bornova Araştırma Enstitümüzde haftada 5 milyon kısır böcek üretim kapasitesine ulaştık. Önümüzdeki yıl hedefimiz haftada 100 milyon kısır böcek. Bu, özellikle kimyasalların yerini biyolojik ve biyoteknik mücadelenin alması, kalıntı sorununun çözülmesi, Türkiye’miz için ihracatla ilgili sıkıntıların ortadan kalkmasına büyük katkı sağlayacak çok önemli bir konu. Ayrıca kahverengi kokarca ile ilgili de çok ciddi çalışmalar yapıyoruz” ifadelerini kullandı. (HABER MERKEZİ)